rusan Holding, sürdürülebilirlik yolculuğunda yeni bir dönüm noktasına geldi. “İklim, İnsan, İnovasyon” başlıklarıyla şekillenen i3 yaklaşımını koruyan Grup, bundan sonraki adımlarında yönetişim boyutunu, özellikle de tedarik zinciri yönetimini, işin merkezine alarak çıtayı daha da yükseltiyor. Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, “Sürdürülebilirliği bir sorumluluk değil, büyüme ve inovasyon fırsatı olarak görüyoruz. Bu yaklaşım, Borusan’ın kültürünün ayrılmaz bir parçası haline geldi” diyor.
2053 net sıfır yolculuğu: Ölçülebilir hedeflerle yeni ufuklar
Borusan’ın yeni dönem hedefleri, küresel iklim gündeminin en kritik eksenlerinden biri olan Net Sıfır vizyonu etrafında şekilleniyor. Grup, 2053 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2021 baz yılına göre yüzde 96 azaltmayı ve kalan emisyonları yüksek kaliteli karbon giderim yöntemleriyle dengeleyerek net sıfıra ulaşmayı hedefliyor.
Aynı vizyon su kaynaklarının korunmasında da kendini gösteriyor: 2021’de 1,25 milyon metreküp olan toplam su çekimi, 2034 itibarıyla yüzde 30 azaltılarak 875 bin metreküpe indirilecek. Aynı dönemde geri dönüştürülen su miktarı ise yüzde 80 artışla 208 bin metreküpe çıkarılacak. Döngüsel ekonomiye geçişin somut adımlarından biri olarak 2034’e kadar 135 proje hayata geçirilecek.
Nursel Ölmez Ateş, “Her Grup şirketimizle birlikte karbon profiline, insan stratejisine ve inovasyon potansiyeline uygun KPI’lar tanımladık. Böylece 2034, 2044 ve 2053’ü kapsayan kademeli bir sürdürülebilirlik yol haritası oluşturduk” diyor.
Borusan’ın sürdürülebilirlik stratejisinin ikinci ayağını “İnsan” oluşturuyor.
Grup, iş gücünde eşit temsiliyet hedeflerini yıllara yayarak net biçimde ortaya koyuyor: 2034’te saha ve fabrika kadın çalışan oranını yüzde 18’e, 2044’te yüzde 25’e, 2053’te yüzde 30’a ulaştırmak; ofis çalışanlarında 2053 itibarıyla yüzde 50 eşit temsiliyeti yakalamak ve kadın lider oranını 2044’te yüzde 50’ye çıkararak sürdürülebilir bir eşitlik kültürü oluşturmak.
Nursel Ölmez Ateş, bu yaklaşımın çerçevesini 2015’te başlatılan Borusan Eşittir platformunun çizdiğini ifade ediyor. Bugün ise kapsamı genişleyen bu model, ÇEK (Çeşitlilik–Eşitlik–Kapsayıcılık) adıyla yeni bir döneme taşınıyor.
ÇEK modeli, işe alımdan performans yönetimine, liderlik gelişiminden iletişime kadar tüm insan kaynakları süreçlerine entegre ediliyor. Ölmez Ateş, “Tüm farklılıklarımızı kapsayıcılığımızla birleştiriyor, sektörde ölçüt olacak bir model inşa ediyoruz” diyor.
BorusanX: Kültürle gelen dönüşüm
Sürdürülebilirliğin kurum kültürüyle desteklenmediği hiçbir dönüşümün kalıcı olamayacağına inanan Borusan, 2022’de başlattığı BorusanX Kurum Kültürü Projesi ile önemli bir dönüşüme imza attı. 81 yıllık birikimini geleceğe taşırken, tüm çalışanların sürece dahil olduğu bu proje; katılımcı yönetim, güven, şeffaflık ve cesaretle harekete geçme ilkeleri üzerine kuruldu.
BorusanX, kültür elçileri aracılığıyla sahada canlı tutulan bir yapı haline geldi. 2024 itibarıyla başlatılan BorusanX Momentum ise kültürün ölçülmesini ve sürekliliğini sağlıyor. “BorusanX bizim için sadece bir kültür dönüşümü değil, sürdürülebilir liderlik ekosistemimizin temeli” diyor Ölmez Ateş.
Sosyal fayda ölçülebilir hale geldi
Borusan’ın sürdürülebilirlik vizyonunu sosyal faydayla buluşturan Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı ise, 2022’de Impact Hub İstanbul iş birliğiyle hayata geçirildi. Program, iklim, insan ve inovasyon başlıklarından ilham alıyor; yüksek etki potansiyeline sahip sosyal inovasyon projelerini destekliyor. Etki analizi sonuçları dikkat çekici: Katılımcı memnuniyeti yüzde 95, her 1 TL’lik yatırım 4,34 TL’lik sosyal faydaya dönüşüyor. Nursel Ölmez Ateş, “Bu oran, Borusan’ın sürdürülebilir faydayı ölçülebilir kılma konusundaki kararlılığının göstergesi” diyor.
Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik standartları
Borusan, yalnızca kendi operasyonlarında değil, tedarik zincirinde de sürdürülebilirlik çıtasını yükseltiyor. Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Platformu, 2024 yılında kapsamını genişleterek değerlendirmeye tabi tutulan tedarikçi sayısını 3 kat, süreci tamamlayan tedarikçi sayısını ise 2 kat artırdı.
Bugüne kadar 231 tedarikçi platforma dahil edildi; 2025 sonunda bu sayı 256’ya ulaşacak. Nihai hedef: 2034’te 750, 2053’te bin 600 tedarikçi.
“Minimum sürdürülebilirlik gerekliliklerini karşılamayan tedarikçilerle çalışmıyoruz. Ancak uyum sürecinde olan iş ortaklarımızı teşvik mekanizmalarıyla destekliyoruz” diyor Nursel Ölmez Ateş.
Geleceğe ilham veren liderlik
Borusan, sadece kendi içinde değil, tüm paydaş ekosisteminde dönüşüm yaratmayı hedefliyor. Bu vizyonun en somut örneklerinden biri, çalışan fikirlerini toplumsal faydaya dönüştüren Geleceğe İlham Ödülleri. İklim, insan ve inovasyon kategorilerinde fark yaratan projeler destekleniyor; sürdürülebilirlik vizyonu kurum içi inovasyonla somutlaştırılıyor. Nursel Ölmez Ateş sözlerini şu cümleyle noktalıyor: “81 yıllık birikimimizi, 200 yıllık bir Grup vizyonuyla geleceğe taşıyoruz. Sürdürülebilirlik bizim için yalnızca bir hedef değil; işimizin, kültürümüzün ve değerlerimizin özü. Biz geleceğe ilham veriyoruz.”
■ İnovasyon: Sürdürülebilirliğin yeni kaldıracı
Borusan, inovasyonu yalnızca teknolojik ilerleme olarak değil, iklim ve insan hedefl erine ulaşmanın anahtarı olarak konumlandırıyor. Grup, geleceğe uygun ve sürdürülebilir iş modelleri geliştirmek için Ar-Ge yatırımlarını artırırken, döngüsel iş ve hizmet modelleri üzerine odaklanıyor. Bu yaklaşım, büyümenin çevreyle uyumlu hale gelmesini hedefl eyen yeni bir iş felsefesi yaratıyor. Borusan, girişimcilik ekosistemiyle kurduğu iş birlikleriyle hem sosyal hem çevresel fayda sağlayan projeler geliştiriyor. Nursel Ölmez Ateş bu dönüşümü şöyle özetliyor: “İnovasyon bizim için sürdürülebilirliğin kaldıraç noktası. Yeni fi kirlerle sadece işimizi değil, çevremizi de büyütüyoruz.”
Güneş enerjisi maliyetleri düştü, yerli kömüre teşvik arttı
Ember’in yeni raporuna göre elektrik üretim maliyeti son on yılda yüzde 69 düşen güneş enerjisi, Türkiye’nin en ucuz elektrik üretim kaynağı haline geldi. Buna karşın, Türkiye’nin 2030’a kadar yerli kömür santrallerine 75 USD/ MWh’lik alım garantisi açıklaması, ülkenin enerji dönüşüm hedeflerini riske atıyor. Rapora göre, alım garantisinin uygulanacağı dört yıllık sürede santrallere en az 8,7 milyar dolar harcanacak.
Mevcut kaynakların kömür yerine şebekenin modernizasyonu ve güneş enerjisi santrallerinin önündeki bürokratik engellerin kaldırılmasına ayrılması durumunda, Türkiye arz güvenliğini riske atmadan 2035 yılına kadar 120 GW yenilenebilir enerji hedefine ulaşabilir.
Güneş enerjisi kömürden 2 kat ucuz
Son on yılda rüzgâr santrallerinin kurulum maliyeti yüzde 40, güneş santrallerinin ise yüzde 77 oranında azaldı. Bu düşüşle güneş enerjisi, bir santralin ömrü boyunca üreteceği elektriğin birim maliyeti açısından Türkiye’nin en ucuz elektrik üretim yöntemi haline geldi.
Yeni kurulacak bir güneş santralinde üretim maliyeti 43 USD/MWh iken, yeni bir yerli kömür santralinde bu rakam 90 USD/MWh’ye ulaşıyor. Bu da kömürden elektrik üretmenin güneşe göre yüzde 109 daha pahalı olduğu anlamına geliyor.
Güneş enerjisi ile elektrik üretimi her geçen gün daha da ucuzlarken, Türkiye, tüm giderleri Türk lirası cinsinden olan yerli kömür santrallerine, 75 USD/MWh fiyatla dolar bazında alım garantisi sağlama kararı aldı. Bu fiyat santrallerin son bir yıllık ortalama elektrik satış fiyatına göre yüzde 12, ortalama üretim maliyetine göre ise yüzde 36 daha yüksek.
Üretim yapmasalar bile mevcut kapasite mekanizması kapsamında desteklenen kömür santrallerine, bu yeni teşvikle dört yılda en az 8,7 milyar dolar ödenecek. Bu tutar, Türkiye’nin beş yıl için elektrik şebekesinin yenilenmesine ayırdığı 5,7 milyar dolarlık bütçeden yüzde 53 daha fazla.
Ember’in raporuna göre bu teşvikin, iletim ve dağıtım altyapısının güçlendirilmesi ile yeni trafo merkezlerinin kurulmasına yönlendirilmesi, şebeke kapasitesini artırarak yeni yenilenebilir enerji santrallerinin önündeki bağlantı engellerini ortadan kaldırabilir.
Raporun yazarı Ember Enerji Analisti Çağlar Çeliköz, kömür teşviklerinin şebekenin modernizasyonuna aktarılmasının, rüzgâr ve güneş santrallerinin bağlantı kapasitesini artırarak 2035 hedeflerine ulaşmayı hızlandıracağını vurguladı.