İKV E-Bülteni | 2024 » 1-15 EYLÜL » TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ: AB`den Yeni Coğrafi İşaret Tescilleri: Söke Pamuğu, Hüyük Çileği ve Siyah İncir

TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ: AB`den Yeni Coğrafi İşaret Tescilleri: Söke Pamuğu, Hüyük Çileği ve Siyah İncir

AB’den Yeni Coğrafi İşaret Tescilleri: Söke Pamuğu, Hüyük Çileği ve Siyah İncir

Söke Pamuğu, Hüyük Çileği ve Siyah İncir AB tarafından coğrafi işaret ile tescillendi ve bu sayede Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerinin sayısı 27’ye çıktı. Coğrafi işaret, ürünlerin kalitesi hakkında tüketiciye bilgi sağlıyor, ürünlerin satış değerini artırıyor, yerel üreticiyi ve kırsal kalkınmayı destekliyor ve turizme katkıda bulunuyor. 

Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri AB tarafından tescillenmeye devam ediyor. Konya’nın Hüyük Çileği 3 Eylül’de, Bursa Siyah İnciri ise 4 Eylül tarihinde AB’den coğrafi işaret almıştı. 10 Eylül’de Söke Pamuğu’nun Türkiye’nin coğrafi tescilli ürünleri arasına girmesiyle Türkiye 27’nci tescilli ürününü kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaptığı sosyal medya paylaşımında Söke Pamuğu’nun AB tarafından coğrafi olarak tescillendiğini belirtti ve coğrafi işaretli ürünlerin Türkiye’nin topraklarına bereket katmaya devam edeceğine işaret etti.

Coğrafi İşaret Nedir?

Bir ürünün yetiştiği veya yapıldığı yer ile belirli bir bağlantısı olduğu takdirde ürün, coğrafi işaretli olarak tescillenebiliyor. AB dışındaki ürünler eğer menşe ülkelerinin AB ile bölgesel veya ikili bir anlaşmaları varsa coğrafi işarete başvurabiliyor. Bu, iki tarafın da bu ismi kullanan ürünleri iki taraflı olarak korumasını gerektiriyor. Coğrafi işaret, ürünler için fikrî mülkiyet hakkı doğuruyor.

AB tarafından tescillenen ürünler taklit ve kötüye kullanıma karşı hem AB hem de AB dışındaki ülkelerde (eğer ki özel bir koruma anlaşması imzalanmışsa) yasal koruma altına giriyor. AB üye ülkelerindeki ulusal yetkililer koruma altındaki bu ürün isimleri için önlemler alıyor. Önlemler kapsamında ürünlerin yasal olmayan yollarla ve aynı ismi kullanarak üretilmesi veya pazarlanması önleniyor ve durduruluyor. Bu kuralların uygulanması tamamen üye ülkelerin sorumluluğunda. Kayıt, değişiklik ve iptal gibi üst düzey yetki alanlarında ise sorumluluk Avrupa Komisyonuna düşüyor.

AB’ye coğrafi işaret başvurusu yapılmadan önce söz konusu tarımsal ürünün veya gıda maddesinin Türkiye’de coğrafi işaret tescili alması gerekiyor. 2019 yılından beri Türkiye’den yapılan coğrafi işaret başvuruları Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) aracılığıyla Komisyona iletiliyor. Bu süreçte ise TÜRKPATENT tarafından başvuru sahiplerine teknik destek sağlanıyor. Türkiye’nin coğrafi işaret başvurularında özellikle 2021 yılından itibaren büyük bir artış yaşandı. 2020 yılına kadar Türkiye’nin yalnızca beş adet coğrafi işaretli ürünü varken şu an bu sayı 27’ye ulaşmış durumda.

Değerlendirme

Bir ürünün AB tarafından coğrafi işaretle tescillenmesi hem ürüne hem de bu ürünün üretiminden tüketimine birçok süreç üzerinde olumlu etkiler yaratıyor. Ürünlerin coğrafi işaretli olarak tescillenmesi sayesinde söz konusu ürünlerin karakteristik özelliklerinin tüketiciye tanıtılması mümkün oluyor. Bunun yanında bir ürünün coğrafi işaretli olması tüketicilerin güvenini artırıyor ve kalitesiyle öne çıkan bu ürünlerin benzerlerinden ayırt edilebilmesini kolaylaştırıyor.

Bir ürüne coğrafi işaret verilmesiyle yalnızca tüketici değil üreticiye de avantajlar sağlanmış oluyor. Coğrafi işaretli ürünlere dair yapılan en son araştırmaların gösterdiği üzere coğrafi işaretli bir ürünün satış değeri, benzeri fakat coğrafi olarak tescillenmemiş ürünlere kıyasla ortalama iki katına çıkıyor. Bu da coğrafi işaretlerin ürünlerin pazardaki değerini artırdığını gösteriyor. Coğrafi işaret, aynı zamanda bir ürünün ihracat potansiyelini de artırıyor.

Coğrafi işaretli ürünlerin üretimi veya yetiştiriciliği belirli bir bilgi birikimi gerektiriyor. Bir ürünün tescillenmesi, bu bilgi birikiminin nesillerce korunmasını ve hayata geçirilmesini teşvik ediyor. Bunun yanında ekonomik açıdan kârlı olarak değerlendirilmeyen tarımsal üretimin, arz ve talebin bir araya getirilerek yeniden kârlı hâle getirilmesi bölgesel kalkınmaya katkıda bulunuyor. Yanlış tarım uygulamalarının ve çevre sorunlarının tarım ürünlerinde yol açtığı tahribat göz önüne alındığında coğrafi işaret tescilinin ürünleri koruduğu dikkat çekiyor.

Coğrafi işaretler aynı zamanda yerel mutfak kültür mirasını da koruma açısından önem taşıyor çünkü bu işaretle korunan ürünlere yönelik ilgi artıyor. Türkiye’de ise yüksek kaliteli Türk ürünlerinin Avrupa’da tanınmasının ve kültürel olarak Türkiye’nin mirasına yönelik farkındalığın artırılmasının önü açılmış oluyor. Türkiye zengin mutfak kültürüyle özellikle gastronomi turizminde öne çıkarken ürünlerin coğrafi olarak tescillenmesi ürünlere olan ilgiyi daha da artırarak gastronomi turizmine de katkı sağlayabiliyor.

En son alınan coğrafi işaret tescilleriyle birlikte Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünleri bu şekilde sıralanıyor: Söke Pamuğu (2024), Bursa Siyah İnciri/Bursa Siyahı (2024), Hüyük Çileği (2024), Bursa Şeftalisi (2024), Bingöl Balı (2024), Osmaniye Yer Fıstığı (2024), Araban Sarımsağı (2024), Aydın Memecik Zeytinyağı (2024), Safranbolu Safranı (2024), Ezine Peyniri (2023), Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini (2023), Maraş Tarhanası (2023), Ayaş Domatesi (2023), Milas Yağlı Zeytini (2023), Edremit Zeytinyağı (2023), Gemlik Zeytini (2023), Çağlayancerit Cevizi (2023), Suruç Narı (2023), Antakya Künefesi (2023), Giresun Tombul Fındığı (2022), Taşköprü Sarımsağı (2021), Bayramiç Beyazı (2021), Milas Zeytinyağı (2020), Aydın Kestanesi (2020), Malatya Kayısısı (2017), Aydın İnciri (2016), Antep Baklavası/Gaziantep Baklavası (2013).

Aygen Torun, İKV Uzman Yardımcısı